Prof. Dr. Ahmet OK

1978 yılında Eğitim Bölümü Kimya Öğretmenliği Programı'na başlayan Prof. Dr. Ahmet Ok 1983 yılında bölüm birinciliği derecesiyle mezun oldu. Aynı yılın kasım döneminde Eğitim Bilimleri Bölümü'nde araştırma görevlisi oldu. 1986 yılında yüksek lisans ve 1991 yılında doktora eğitimini Eğitim Programları ve Öğretim alanında tamamladı. 1993 yılında yardımcı doçent, 2007 yılında doçent ve 2015 yılında profesör olan Ahmet Ok halen aynı bölümde görevini sürdürmektedir. Farklı Lisans, Yüksek lisans ve Doktora dersleri veren Prof. Dr. Ahmet Ok 'un ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlamış makaleleri ve kitapta bölümleri bulunmaktadır. Prof. Dr. Ok, 2022 yılına kadar 23 Yüksek lisans ve 16 Doktora tezi yönetmiştir. Eğitim Programları ve Öğretim alanında uzman olan Prof. Dr. Ok Öğretmen Eğitimi, Program Değerlendirme, Akreditasyon, Sürdürülebilirlik, Çevre Eğitimi konularında araştırmalar yapmaktadır.

Eğitim Bilimleri

Kuruluşu itibariyle ODTÜ Eğitim Fakültesi'nden daha eski olan Eğitim Bilimleri Bölümü'nün temel misyonu fakültenin farklı bölümlerine gelen öğretmen adaylarına Öğretmenlik Meslek Dersleri vererek onları ileri görüşlü, aydın, bilimi ve bilimselliği destur edinmiş sorumlu, yenlikçi, kaliteli ve Türkiye Cumhuriyeti'ni yüceltecek öğretmenler olarak yetiştirmektir. Aynı düşünce ve idealle Eğitim Bilimleri Bölümü yüksek lisans ve doktora derecesi vererek uzman ve bilim insanları yetiştirmekte, bu sorumluluk ve bilinçle ülkemizde ihtiyaç duyulan akademisyen ihtiyacına önemli katkılarda bulunmaktadır. Eğitim Fakültemizin 40. Yılını kutladığı bu yıl, 2022, fakültemiz ve bölümüzün yüklendiği misyonunu daha ilerilere taşıyarak sürdürecek ve bugün olduğu gibi yarın da kaliteli öğretmenler, uzmanlar ve bilim insanları yetiştirecektir. Akıl ve bilimle hep ileri.

Prof. Dr. Ali YILDIRIM

Her zaman mensubu olmaktan gurur duyduğum Eğitim Bilimleri Bölümü, geçtiğimiz 40 yılda önemli gelişmeler kaydetti. Eğitim bilimlerinin farklı alanlarında yüksek lisans ve doktora eğitimi yanında çeşitli öğretmenlik programlarının meslek bilgisi derslerini başarıyla yürüttü. Bugün yurdun dört bir yanında öğretmenlik yapan, üniversitelerde öğretim elemanı olan ve çeşitli kurumlarda araştırmacı olarak çalışan birçok mezunumuz, eminim bölümümüzde kazandıkları bilgi ve deneyimleri öğrencilerine ve araştırmalarına yansıtmakta ve bu şekilde bölümümüzün topluma etkisi daha yaygın hale gelmektedir. Eğitim Fakültemizin "amiral gemisi" konumundaki bölümümüz gerçekleştirdiği bilimsel araştırmalar ve yayınlarla, uluslararası düzeyde bilgi üretimi yanında ülkemizdeki eğitim sorunlarının ve süreçlerinin daha iyi anlaşılması ve çözüm önerileri geliştirilmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Okullarla yakın ilişkiler çerçevesinde öğrenme ve öğretim süreçlerinin öğretmenlerle birlikte bilimsel bir bakış açısıyla incelenmesi ve geliştirilmesi bölümümüzün önemli önceliklerinden biridir. Tüm bu alanlarda başarıların gelecekte de süreceğinden ve EBB'nün eğitim, araştırma ve topluma hizmet alanlarında değerli katkılar yapmaya devam edeceğinden kuşkum yok.

Prof. Dr. Barbaros GÜNÇER

1974 ODTÜ Sosyoloji bölümü mezunuyum. Lisans eğitimim sürecinde o dönem Fen-Edebiyat Fakültesi'ne bağlı servis bölümü olan Eğitim Bölümü'nden de Öğretmenlik Sertifikası aldım. Mezuniyetimden sonra 1975 yılında aynı Eğitim Bölümü'nde asistan olarak görev yaptım. 1975-80 yılları arasında ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1416 sayılı yasa uyarınca tahsis edilen burs yardımı ile University of Florida, A.B.D. 'den "Eğitimin Sosyal Temelleri" alanında doktora derecemi aldım.

Yurda döndüğümde, tekrar Eğitim Bölümü'nde öğretim üyesi olarak göreve başladım. 1982 yılında bölümümüz fakülteye dönüştürüldüğünde, fakültenin ilk dekan yardımcısı olarak atandım ve bu görevi aralıksız on yıl sürdürdüm. Daha sonra 1992-95 yılları arasında Eğitim Bilimleri Bölümü başkanlık görevini; 1995-98 yılları arasında ise fakültenin Dekanlık görevini üstlendim. 1998 yılında ise Cumhurbaşkanlığı tarafından YÖK Yürütme Kurulu üyeliğine atandım ve bu görevde iki dönem kalarak 2005 yılında ayrıldım. Fakültede uzun bir süre yöneticilik yaptığım dönemde, önemli döner sermaye projelerinde yürütücülük görevlerinde bulundum. Bunlardan en önemlisi, Dünya Bankası ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan anlaşma gereğince geliştirilen Milli Eğitimi Geliştirme Projesi'dir. Fakültemiz adına yöneticiliğini yaptığım bu projede, Eğitim Bilimleri Bölümümüzün hemen hemen tüm öğretim üyeleri aktif olarak yer almıştır. Bu proje kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı'na özellikle yönetim, program geliştirme ve hizmetiçi eğitim alanlarında çok önemli katkılarda bulunulmuştur. Dekanlık görevimin ilk yılında, aynı projenin YÖK tarafında geliştirilen Hizmet Öncesi Öğretmen Yetiştirme boyutunda da YÖK adına Proje Koordinasyon Birimi Başkanı olarak atandım. Bu projede de, bölümümüz öğretim üyelerinden bazı arkadaşların da yardımıyla çok önemli ve başarılı işler gerçekleştirdik. Bu proje kapsamında 1998 yılında ülkemizdeki tüm eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması çalışmasını tamamladık. Bu çalışmada, eğitim fakülteleri yapıları, işlevleri ve programları itibarı ile çok ciddi radikal değişimlere uğradı. Çok kapsamlı olan bu projenin ayrıntıları ilgili literatürde bulunabilir.

1982 yılında fakültemiz kurulmadan önce, yukarıda da bahsettiğim gibi Eğitim Bölümü, Fen-Edebiyat Fakültesi'ne bağlı seçmeli dersler ve öğretmenlik sertifikası sunan mütevazı küçük bir bölümdü. 12 Eylül dönemi ile birlikte YÖK'ün de kurulması ile, ODTÜ ile birlikte birçok önemli üniversitede Eğitim Fakülteleri kuruldu. Bizim üniversitemizde beklenmedik şekilde Eğitim Fakültesi'nin kurulması camiamızda sürpriz olarak karşılandı. Daha doğrusu bu ani gelişmeden çok hoşnut kalınmadığını bizzat gözlemlediğimi söylemek isterim. Fakülte kurulduğunda, dekanlık görevine üniversitemizin hiç alışık olmadığı bir yöntem ile üniversite dışından Prof. Dr. Ahmet Edip Uysal atandı. Yeni kurulan fakültemizin ilk başta üç bölümü vardı: Eğitim Bilimleri Bölümü, Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü ve Yabancı Diller Eğitimi Bölümü. Yeni dekan atandığında bizleri topladı. Hatırladığım kadarıyla, benim dışında o toplantıda Meral Aksu, Fersun Paykoç ve Füsun Akarsu da vardı. Görüldüğü gibi, çok küçük bir fakülteydik. Fakülte yönetiminin oluşturulması gerekiyordu. Ben dekan yardımcısı olarak atandım ve Eğitim Bilimleri Bölümü başkanlığına Fersun, Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü başkanlığına Meral ve Yabancı Diller Eğitimi Bölümü başkanlığına Füsun atandı. Burada biraz dekanımızdan bahsetmek isterim. Ahmet Bey dışarıdan atandığı için kapalı bir kutuydu. Herkes nasıl bir yönetici olacağını merak ediyordu. En yakın çalışma arkadaşı ben olduğum için kısa bir zamanda kendisini tanıma fırsatım oldu. Ahmet Bey, İngiliz Dili ve Edebiyatı profesörüydü. Ankara Üniversitesi'nden gelmişti. Yöneticilik tecrübesi hiç yoktu ve kendi ifadesi ile beyninin bir hücresini bile bu işe ayırmak istemiyordu. Tabii bu durum, yolun başında genç bir akademisyen ve fakültenin ilk ve tek dekan yardımcısı olarak benim omuzlarıma büyük bir yük yüklüyordu. Olumlu tarafı ise, dekan her şeyi bize bıraktığı için arkadaşlarımla birlikte fakültemizin organizasyon, program geliştirme ve insan kaynaklarını planlama işlerini herhangi bir baskı hissetmeden akademik teamüllere uygun olarak gerçekleştirmemizdi. Dekanımız alanında çok iyi yetişmiş, gerek Türkçe gerekse İngilizce dillerine çok hakim ve her iki dili de çok iyi kullanabilen bir akademisyendi. Kendisinden her konuda çok yararlandığımı ifade etmek isterim. Aynı zamanda farklı birçok hobiye sahip çok renkli bir kişilikti. O nedenle, fakültemizin ilk yıllarında gerekli kadro,kaynak ve mekan tahsisi konularında fakültemiz adına rektörlük katında işleri kovalamak genellikle bana ve arkadaşlarıma düşüyordu. Uzunca bir süre üniversitemizin bu yeni fakülteyi kabullenmesi ve benimsemesi kolay olmadı. Bizler herhalde ODTÜ'lü olmasak bu mücadele daha da çetin geçebilirdi.

Her şeyden önce, 40. yılını kutlayan fakültemizin ilk yarısında bizim dönemimizde hizmet veren ve büyük emekler harcayan, fakültemizin bugünlere gelmesinde büyük katkıları olan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bizden sonraki neslin de daha üstüne koyarak fakültemizi güçlendirerek uluslararası sıralamalarda önemli yerlere taşımasını gurur verici olarak değerlendiriyorum. Bu başarının daha yukarılara taşınarak devam ettirilmesi fakültemiz için en büyük temennim. YÖK'teki görevim nedeniyle ülkemizdeki bütün üniversiteleri ve eğitim fakültelerini yakından tanıma şansı bulduğum için, fakültemizin diğer fakültelere yüksek kalitede öğretim üyesi yetiştirme misyonuna daha fazla ağırlık vermesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Eğitim fakültelerinde gözlemlediğim en önemli sorunlarından biri de, eğitim bilimleri ile öğretmen yetiştirme işlevleri arasında kurulamayan dengedir. Bunlar birbirini tamamlayan ve destekleyen işlevlerdir. Herhangi birinin lehine dengeyi bozmamak esastır.

Fakültemiz ODTÜ için, ODTÜ de fakültemiz için çok büyük şanstır. Bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Türkiye'nin en önemli ve değerli üniversitesinde bulunan insan gücü ve fiziksel kaynaklardan yararlanılması gerekir. Aynı şekilde, fakültemiz de üniversitemizin ihtiyaç duyduğu durumlarda her zaman yardıma hazır olmalıdır.

Ayrıca, fakültemizin üniversite içinde ve dışında bulunan paydaşlarıyla etkin iletişim kurması ve çalışmalar yapması önem arz etmektedir. Fakültemizin bu konuda gerekli özeni göstereceğinden şüphem yoktur.

Son olarak, fakültemizin yurtdışındaki prestiji yüksek üniversitelerle iletişim ve etkileşimde bulunması, değişim programları ile öğrenci ve akademisyen değişim yöntemlerini kullanması ve uluslararası sıralamalarda her zaman yukarılarda yer alması en büyük temennimdir. Fakültemizin bugünlere gelmesinde emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Halen görevde bulunan arkadaşlarıma da en içten başarı dileklerimi sunuyorum.

Prof. Dr. Esin TEZER

1987 yılında ODTÜ Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) programında önce bir yıl süreyle yarı-zamanlı olarak dersler verdikten sonra aynı bölümde 1988-1995 yıllarında yardımcı doçent, 1995-2000 yıllarında doçent ve 2000 yılından itibaren de profesör unvanlarıyla çalışmalarımı sürdürdüm. Bu yıllar boyunca verdiğim dersler ve yürüttüğüm araştırmalar daha ağırlıklı olarak bireysel ve grupla psikolojik danışma süpervizyonu, insan ilişkileri ve özellikle yakın ilişkiler konularında yoğunlaştı. Fakülte düzeyindeki idari görevlerimi, aralıklarla, Fakülte Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulu’ndaki üyeliklerimle yerine getirdim. Üniversitemiz düzeyinde ise, Üniversite Senatosu ve Üniversite Yönetim Kurulu’nda seçilmiş üye olarak görev yaptım. Bu süreçte üniversitemiz stratejik planlama çalışmalarındaki  “Öğrenci Gelişiminin Desteklenmesi Programı” çerçevesinde oluşturulan grubun çalışmalarına katıldım. 2016 yılında yaş haddinden emekli oldum.

Eğitim Bilimleri Bölümü’ndeki yaşantımda pek çok anıyı biriktirdim. Bunlar arasında lisans ve lisansüstü düzeydeki öğrencilerimle paylaştıklarım, hala canlılığını koruyan sevgi ve coşkuyu barındıran en güzel anılar olarak kalacaktır. Bende iz bırakan bir diğer anı ise, PDR lisans programının 1996 yılında Yükseköğretim Kurulu kararıyla kapatılmasıdır. Kişisel olarak bende yarattığı olumsuz iz kadar ama ondan daha da önemlisi, böyle tepeden inme kararların eğitim alanında duraksama ve gerilemelere yol açacağına ilişkin kaygım ve kesin inancımdır. Bu noktada gerek programlar düzeyinde gerekse ülke genelinde eğitimin tüm aşamaları için alınacak kararlarda, çağdaş eğitimin ilkelerine dayalı ve alan akademisyenlerinin görüşleri çerçevesinde kararlar alınması geleceğe yönelik en önemli bulduğum temennimdir. 

Prof. Dr. Fersun PAYKOÇ

ODTÜ Eğitim Fakültesi’nin değerli üyeleri, sevgili öğrencilerim ve meslektaşlarım. Merhaba. Adım Fersun PAYKOÇ. Zamanı iyi kullanmak için notlarımdan okuyacağım. Yıl 1971. Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde yüksek lisansı bitirdiğim yıl ODTÜ Eğitim Bölümünde farklı alanlardan arkadaşlarımla birlikte asistan olarak göreve başladım. Sayın Turhan OĞUZKAN bize kendi alanımızla ilgili eğitim programlarını geliştirmek üzere sorumluluk verdi. Ben sosyal bilgiler, sosyal bilimler ve felsefe grubu öğretmenlik alanlarından sorumluydum. Fakültemizin temelleri güven ve sorumluluk verilen gençlerin ekip çalışması üzerinde kuruldu. Bu durum beni çok mutlu etti ve biz gençler çalışmaya programlar geliştirmeye başladık. Her aşamada yenilikler getirmeye çalıştık. Grup çalışması yapmak istediğim zaman bir öğrencimiz “Hocam burası ilkokul mu? Küme çalışması mı yapacağız? demişti. O zamandan bu zamana neler değişti. ODTÜ Eğitim Fakültesi’nde Eğitim Programları ve Öğretim alanında 33 yıl çalıştım. Bölüm başkanlığı yaptım. Emekli olduktan sonra dört yıl yarı zamanlı devam ettim, anılar biriktirdim. Şimdi de müzede öğrenme, müze eğitimi alanlarında çalışıyorum. Jüriler, sınavlar ve mülakatlardan sonra sonuç olumlu değilse öğrencimiz ya da adayımızla konuşurdum. “Hocam siz benimle konuştuktan sonra sonuç ne olursa olsun kendimi değerli ve başarılı hissettim, teşekkür ederim” derlerdi. Daha sonra onların eğitim alanında başarılı olduklarını da gördüm. Eğitimci olarak önceliği iyi insan yetiştirmeye ve olumlu yaklaşıma vermeye çalıştım. Bu konuda yararlı olabildiğimi aldığım geri bildirimlerde gördüm. Benim yazılı bir teşekkürümün, olumlu kısa bir notun ya da davranışımın hiç unutulmadığını anladım. Eğitimci olarak iki önemli özelliği sorgulamaya ve uygulamaya çalıştım. Benim davranışlarım başka insanları, doğayı ve toplumu nasıl etkiliyor? Bir diğeri de bir insanın duygusal ve sosyal yönden güçlü olması ve kendini değerli hissetmesi için nasıl yardım edebilirim. Bir anı daha… 80’li yılların sonlarına doğru Avrupa Konseyi’nden iki kadın beni ziyarete geldi. Akademik kariyerde yükselme, yönetici olma, ücret konularında erkeklerle eşit şansa ve hakka sahip olup olmadığımı sordular. Bu konuda hiçbir engel olmadığını söyleyince gıptayla ve takdirle beni dinlediler. Bu da fakültemizin sağlam temellere dayandığının bir göstergesidir. Fakültemizin güçlü kadrosu, akademik, bilimsel, sosyal başarıları ile daha nice yıllar iyi insanlar yetiştireceğine ve dünyayı değiştirmeye devam edeceğimize inanıyorum, başarılar diliyorum. 40. Yıl kutlu olsun. Sevgilerimle çok teşekkürler, hoşça kalın.

Prof. Dr. Füsun AKKÖK

Hepinize merhaba... 1981 yılında genç bir asistan olarak girdiğim sevgili bölümümden 2004 yılında genç bir yetişkin olarak erken emekli oldum. Psikolojik danışma ve rehberlik anabilim dalında öğretim üyeliği, bölüm başkan yardımcılığı ve sosyal bilimler enstitüsü müdür yardımcılığı görevlerinde bulundum. Bugün de CEDEFOP Careers Net'in ulusal danışmanlığını yapmaktayım. Pırıl pırıl genç asistanlarımızın genç arkadaşlarımızın enerjisi, sevgili meslektaşlarımla yaptığımız çalışmalar, araştırmalar ve çok sevgili öğrencilerimizle paylaştıklarımız hep güzel anılarım arasında. Tabii ki arkadaşlarımızla kahve sohbetlerimizi de hep çok güzel hatırlarım. Bugün genç arkadaşlarımızın başarıları, geldikleri noktaları duymak çok gurur verici ve beni her zaman için çok mutlu ediyor. Hepinizin bildiği gibi çağımız otomasyon, dijitalleşme ve yapay zeka çağı ve tabii ki insani beceriler de her zaman için çok kıymetli. Çok yeni bir rapor var. Çok yeni yayınlanan bir rapor, "The skills imperative 2035 what does the literatüre tell us about essential skills most needed for work". Bu rapora göre, önümüzdeki yıllarda gençlerin sahip olması gereken beceriler şunlar: Psikolojik olarak güçlü, dayanıklı, esnek olmak, yaratıcı, kendine güvenli, empati yapabilmek ve iletişim becerileri güçlü olmak, dijital becerileri, sorun çözme becerilerini, kritik düşünme becerilerini ve ekip çalışmasına, birlikte iş birliği içinde çalışmaya yatkın olmak. Fakültemizin, geleceği hissedebilen ve görebilen bir misyonla öğrencilerimizin önümüzdeki karmaşık ve değişik yıllarda bu becerileri geliştirebilmesi için çaba sarf eden, uygun ortamları hazırlayan ve ayrıca sosyal sorumluluk bilinciyle ve amacıyla, heyecanıyla da hareket eden bir fakülte olmasını dilerim. Üniversitemizde, ülkemizde ve uluslararası arenada farklı ve değerli bir yere sahip olmasını beklerim. Hepinize çok sevgiler ve başarılar.

Prof. Dr. Hasan ŞİMŞEK

Merhaba ismim Hasan ŞİMŞEK. Eğitim Yönetimi Profesörüyüm. Şu anda Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanlığını yapıyorum. 1982 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Eğitim Bölümü'nden mezun oldum. Biz mezun olduğumuzda Orta Doğu Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi henüz kurulmamıştı. 1983 yılında kuruldu. 1986 yılında Milli Eğitim Bakanlığı burslusu olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne gönderildim doktora yapmak üzere. Eğitim Yönetimi alanında doktoramı aldım. 1993 yılında Türkiye'ye döndüm ve mezun olduğum kurum olarak ve her zaman sevdiğim kurum olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde mesleki kariyerime başladım. Dekan yardımcılığı yaptım üç yıl. İki yıl Eğitim Bilimleri bölüm başkanlığı yaptım. Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezun olduğum yuvam olduğu için oraya ilişkin çok özel çok derin anılarım vardır. Ben döndüğümde Eğitim fakültesi şu anda bulunduğu yeni binaya yeni taşınmıştı. Biz mimarlık fakültesi yanındaki Beşeri Bilimler binasından mezun olmuştuk. Yani şimdiki binasında da Eğitim Fakültesi'nin çok güzel anılarım var. 17 yıl süresince ODTÜ'de çalıştım. Yardımcı doçentlik, doçentlik, profesörlük ünvanlarımı ODTÜ'den aldım. Çok güzel anılarım vardır. Çok değerli bir kurum olduğunu biliyorum. Benim de küçücük de olsa bir emeğim geçmişse bu değerli kuruma bunu mutlulukla ifade etmek isterim. Hepinize bu güzide kurumda başarılar diliyorum. Çok önemli bir kurumda çalışıyorsunuz ya da öğrenim görüyorsunuz. Orta Doğu Teknik Üniversitesi bir kültürdür, bir değerdir. Onun parçası olmaktan da hep mutlu oldum. Hepinize başarılar diliyorum.

Prof Dr. Meral AKSU

Herkese merhaba. Ben Meral AKSU. Eğitim bilimleri alanında 44 yıl çalıştıktan sonra emekli olan bir meslektaşınız olarak hepinizi sevgiyle selamlıyorum ve kucaklıyorum tabii ki. Ben 1974 yılında o zaman Fen-Edebiyat fakültesi içinde bulunan eğitim bölümüne asistan olarak başladım ve 1982 yılında eğitim fakültesinin kurulmasıyla birlikte eğitim bilimleri bölümü ve fen bilimleri eğitimi bölümü olmak üzere ikiye ayrıldı. 1974’te asistanlığa başladıktan sonra 1981 yılında doktoramı tamamladım. 1986 yılında doçent, 1992 yılında profesör oldum. Üniversitede geçirdiğim 44 yılın yaklaşık 20 yılını yöneticilik görevlerinde bulunarak geçirdim. Eğitim bilimleri bölümünde bölüm başkanlığı, bölüm başkanlığı; daha önce fen bilimleri bölümünde bölüm başkanlığı, bölüm başkanlığı yardımcılığı; ve 2001-2010 yıları arasında eğitim fakültesi dekanlığı görevini yürüttüm. Yaklaşık üç yıl da üniversitemizin Kuzey Kıbrıs Kampüsü’nde rektör danışmanı olarak görev yaptım. Eğitim bilimleri bölümü 1982 yılında kurulduğunda küçücük bir bölümdü. Çok az sayıda öğretim elemanıyla başladık ve daha sonra öğretim elemanlarının sayısı artarak ve özverili ve nitelikli öğretim elemanlarıyla eğitim bilimleri bölümünü hem fakülte içinde hem üniversite içinde hem uluslararası boyutta kendini kanıtladı. Aynı zamanda fakültemizin bu yıl 40. yılı. Takdir edersiniz ki teknik üniversite içinde kurulan bir eğitim fakültesinin benimsenmesi zaman aldı. Fakat bugün baktığımızda yine hem üniversite içinde hem ülke çapında hem de uluslararası boyutta eğitim fakültesi kendisini ispat etti. Bunu aynı zamanda üniversitemizdeki önemli görevlerde bulunan eğitim fakültesi ve eğitim bilimleri bölümü öğretim üyelerine bakarak anlayabilirsiniz. Şimdi biz bayrağı 1982 yılında tuttuk, yarışı biz başlattık ve ben bu yarışı, bayrak yarışını gençlerin çok daha başarılı bir şekilde götüreceklerine inanıyorum. Hepinize teşekkür ederim. Sevgiler.


Last Updated:
11/11/2022 - 15:26